İltizam-ı Adalet
Allah Teala Hazretleri mahlukat içinde insanı hüsn-i suretle halk ve akl ile mümtaz buyurup Hitab-ı Uluhiyyet'ine tahsis buyurduğunun hikmeti sorulamaz. Zira muhtac, muhtacun ileyhe her şeyi soramaz. Her şey'in muhtacun ileyhi olmak da hakikaten Cenab-ı Hakk'a mahsusdur.
Binaenaleyh mukaddes ve ğayr-ı mes'ul olmak ancak Vacibül'Vücud olan Allah Teala'ya münhasırdır.
İnsanlar ise bay, geda cümlesi mes'uldür. Eğer insanlar bundan evvel olduğı gibi yine kendilerinde (la yüs'el)lik tasavvuruyla zir-i destanına karşı icra ideceği ahkamda Şeriat-ı Muhammediyye'de beyan buyurulduğu vechile Adalet-i Kanun-ı İlahiyye'yi ta'kib itmeyüp de indi kanun ile hükm iderek terakki itmek da'vasında bulunırlarsa Allah Zül'Celal'e karşı azametfüruşluk ile teşkil-i muhalefet itmiş olurlar. Hakim-i Mutlak olan Cenab-ı Ahkem el'Hakimin ise insanların bu fırka-i muhalifesini (العظمة ازاری و الكبریاء ردائی فمن شاركنی فی واحد منهما قصمته) hadis-i kudsisi ile tehdid buyuruyor.
Sinin-i adideden beri çekilen muzayikalar hep tehdid-i İlahi'yi nazar-ı i'tibara almamak neticesi idi. Hatta üç dört senedir Hakim-i Mutlak Teala ve Tekaddes Hazretleri bu tehdidi a'da-yı din vasıtasıyla daha ziyade teşdid buyurduğı içün çare-i halası idrak idebilenleri makhur ve mağdur idemeyen nice pelidler cahine mağrur iken Habib-i Güzin'i Muhammed Mustafa aleyhissalatü vesselam efendimiz hazretleri hürmetine süleha-yı ibadın duası berekatı olarak bizi ikaz ile i'lan-ı adalet itdirdiği gibi yeminler ile de cümlemizi takyid buyurdu.
Eğer bundan sonra da Adalet-i Şer'iyyeyi terk ve kavanin-i indiyye ve taklidat-ı ecnebiyye ile terakkiyi tensib ider isek henüz hududumuzda müterassıd bulunan cünud-ı İlahi hareket ider ve o zaman bizi kimse kurtaramaz.
Eğer yeminimizin muktezası olan Adalet-i Şer'iyyeyi icraya başlar isek ezdaddan olan ruh ile cesedden vücudumuzı bit'terkib imtizac itdiren Cenab-ı Rahman-ı Rahim memleket-i Osmaniyye'de mutavattın edyan-ı muhtelife erbabını bir noktada cem' ider.
Cenab-ı Müellifül'kulub on bir temmuzdan beri bizi cem' buyurduğu gibi eshab-ı Peygamberi'nin kalblerini de (فالف بین قلوبكم) muktezasınca cem' u te'lif ile şevket u kuvvetlerini tezyid buyurdukdan sonra bir gün Cenab-ı Fahr-i Risalet efendimiz ile meşveretleri esnasında kendilerinden istişmam olunan cüz'-i tereddüdün cezası olmak üzre eshab-ı kirama hitaben ve imtinanen (اذا كنتم قلیل مستضعفون فی العرض تخافون ان یخطفكم الناس فآواكم وایدكم بنصره و رزقكم من الطیبات لعلكم تشكرون) ayet-i celilesini inzal ve anlara itab buyurdu.
Bu ayet-i kerime ile bize itaben de:
"Ey Osmanlılar! Bir avuç çadır halkı iken sizi Seğüd civarında iva' ve iskan ve nusret-i İlahiyyem ile te'yid idüp helal olan ğanaimle rızkınızı tevsi' ve şanınızı i'la eyledim idi. Siz Ahkam-ı İlahiyyem'i terk ve keyfi muamelelerle tarik-i muavvece sapdınız, mütenebbih olunuz Tarik-i Müstakime avdet idiniz ki eda-yı şükr itmiş olasınız." tarzında hitab buyuruyor. Şu Tehdid-i İlahiye karşı Ahkam-ı Şer'iyye ve Ahlak-ı İslamiyye'mize temamiyle temessük idersek "یبشر كم ربكم مرحمة منه" sırr-ı cemili zahir olacağı zıman-ı İlahi dahilindedir. ومن اه التوفیق
Bayezid Müciz Dersammlarından
Hadimi Hasan Sabri
Me'haz: wikilala.com, Beyanül'hakk, aded 12, 28 Zül'kade 1326
Binaenaleyh mukaddes ve ğayr-ı mes'ul olmak ancak Vacibül'Vücud olan Allah Teala'ya münhasırdır.
İnsanlar ise bay, geda cümlesi mes'uldür. Eğer insanlar bundan evvel olduğı gibi yine kendilerinde (la yüs'el)lik tasavvuruyla zir-i destanına karşı icra ideceği ahkamda Şeriat-ı Muhammediyye'de beyan buyurulduğu vechile Adalet-i Kanun-ı İlahiyye'yi ta'kib itmeyüp de indi kanun ile hükm iderek terakki itmek da'vasında bulunırlarsa Allah Zül'Celal'e karşı azametfüruşluk ile teşkil-i muhalefet itmiş olurlar. Hakim-i Mutlak olan Cenab-ı Ahkem el'Hakimin ise insanların bu fırka-i muhalifesini (العظمة ازاری و الكبریاء ردائی فمن شاركنی فی واحد منهما قصمته) hadis-i kudsisi ile tehdid buyuruyor.
Sinin-i adideden beri çekilen muzayikalar hep tehdid-i İlahi'yi nazar-ı i'tibara almamak neticesi idi. Hatta üç dört senedir Hakim-i Mutlak Teala ve Tekaddes Hazretleri bu tehdidi a'da-yı din vasıtasıyla daha ziyade teşdid buyurduğı içün çare-i halası idrak idebilenleri makhur ve mağdur idemeyen nice pelidler cahine mağrur iken Habib-i Güzin'i Muhammed Mustafa aleyhissalatü vesselam efendimiz hazretleri hürmetine süleha-yı ibadın duası berekatı olarak bizi ikaz ile i'lan-ı adalet itdirdiği gibi yeminler ile de cümlemizi takyid buyurdu.
Eğer bundan sonra da Adalet-i Şer'iyyeyi terk ve kavanin-i indiyye ve taklidat-ı ecnebiyye ile terakkiyi tensib ider isek henüz hududumuzda müterassıd bulunan cünud-ı İlahi hareket ider ve o zaman bizi kimse kurtaramaz.
Eğer yeminimizin muktezası olan Adalet-i Şer'iyyeyi icraya başlar isek ezdaddan olan ruh ile cesedden vücudumuzı bit'terkib imtizac itdiren Cenab-ı Rahman-ı Rahim memleket-i Osmaniyye'de mutavattın edyan-ı muhtelife erbabını bir noktada cem' ider.
Cenab-ı Müellifül'kulub on bir temmuzdan beri bizi cem' buyurduğu gibi eshab-ı Peygamberi'nin kalblerini de (فالف بین قلوبكم) muktezasınca cem' u te'lif ile şevket u kuvvetlerini tezyid buyurdukdan sonra bir gün Cenab-ı Fahr-i Risalet efendimiz ile meşveretleri esnasında kendilerinden istişmam olunan cüz'-i tereddüdün cezası olmak üzre eshab-ı kirama hitaben ve imtinanen (اذا كنتم قلیل مستضعفون فی العرض تخافون ان یخطفكم الناس فآواكم وایدكم بنصره و رزقكم من الطیبات لعلكم تشكرون) ayet-i celilesini inzal ve anlara itab buyurdu.
Bu ayet-i kerime ile bize itaben de:
"Ey Osmanlılar! Bir avuç çadır halkı iken sizi Seğüd civarında iva' ve iskan ve nusret-i İlahiyyem ile te'yid idüp helal olan ğanaimle rızkınızı tevsi' ve şanınızı i'la eyledim idi. Siz Ahkam-ı İlahiyyem'i terk ve keyfi muamelelerle tarik-i muavvece sapdınız, mütenebbih olunuz Tarik-i Müstakime avdet idiniz ki eda-yı şükr itmiş olasınız." tarzında hitab buyuruyor. Şu Tehdid-i İlahiye karşı Ahkam-ı Şer'iyye ve Ahlak-ı İslamiyye'mize temamiyle temessük idersek "یبشر كم ربكم مرحمة منه" sırr-ı cemili zahir olacağı zıman-ı İlahi dahilindedir. ومن اه التوفیق
Bayezid Müciz Dersammlarından
Hadimi Hasan Sabri
Me'haz: wikilala.com, Beyanül'hakk, aded 12, 28 Zül'kade 1326