19 Ocak 2025 Pazar

Makam Hilafet ve Ankara Meclisi

  Alemdar Gazetesi, 10 Şubat 1921
 

  **Makam Hilafet ve Ankara Meclisi**
 

  İ'tizar: Şeyhülislam sabık Mustafa Sabri Efendi hazretlerinin makaleleri miadından biraz sonra vürud eylediği cihetle gazetemize derci te'hire uğramışdı. Maali'tizar bugün derc idiyoruz.

  Anadoluda kaldırılan liva' isyan, livaüllahülhamd sıfatını takınmak iddiasına kadar i'sal cür'et itdi:

  Asırlardan beri Türklere ve bil'cümle Müslümanlara teveccühgah olan makam hilafet ve saltanatı parçalamak isteyen ve aslı, nesli gibi, mezhebi, meşrebi belli olmayan bir sergerde Ankara'da kurduğu ve i'dam sehpalarıyla desteklediği ve o sehpalardan akıdılan dima' müslimin ile yaldızladığı haymei şekavetinden sesini yükselterek ve dumanlı günü seven bir kurt ihtirasıyla Devlet Osmaniyye'nin eyyam felaketinden istifade sevdasına düşerek, bil'irs vel'istihkak hala İstanbul'da calis serir saltanat ve imamet olan Sultan Osman Oğlu'nun makamına kaim olmak daiyyesinde bulunuyor; ve utanmadan, bir tarafdan, bu da'vai küstahaneyi, o i'dam sehpalarıyla iradesi selb idilen milletin iradesine istinad itdirmekle beraber bir tarafdan da evvelce, esareti cihetiyle re'yine malik olmadığını i'lan idüp durduğu Zat Hazret Padişahi'nin re'yine iktiran itdirmek isteyor, hem de milleti tehdid itdikden sonra Zat Hazret Padişahi'yi de tehdid iderek, isteyor; daha sonra utanmazlıkda daha ileri giderek, asub kesmek vasıtasıyla tarac itdiği emval milletden, ya'ni ceyb hümayun ğaret meşhunundan tahsisat seniyyenin i'ta ve idamesini vaad itmek suretiyle makam saltanat ve hilafete emval mesruka ve mağsubeden hisse ayırıyor! İttihad ve Terakki komitesinden doğarak makam saltanata halef olmağa kalkışan bu nahalef, Mülk Osmani'ye aid on iki senelik tahribat ve hasarata mükafaten Taht Osmani'ye de talib çıkıyor dimek.

علی انها الایام قد صرن كلها
عجائب حتی لیس فیها عجائب
 
  Zavallı memleketimizde, hürriyyet ve meşrutiyyet kahramanlarının fermanferma olduğu beş on sene zarfındaki tahavvülat uzmadan haberdar olmayarak vatanı eski hududu ile tanımakda olduğu farz idilen bir türk bugün birdenbire başını kaldırsa da: memleketde İnönü muzafferiyyetinden bahs idildiğini, kemal hararetle Yenişehir'in istirdadı alkışlandığını görse, evvela bir müddet İnönü nedir, nerededir? bilemez, Yenişehr'i Tasalya'daki Yenişehr zann ider ve sonra bu zaferin, bu istirdadın Bursa'ya doğru tevessüü ümidine düşüldüğünü duyunca şaşırır. Daha sonra bu harb u darbe İzmir ve Trakya'yı Yunani'lere virmekle neticelenen başka bir harbin mütarekesinde başlandığını işidince hayreti artar. "Bu ne vakit olmuş? O neden icab itmiş?" diye diye Balıkesir'e, Antalya'ya, Adana'ya, İskenderun'a, Haleb'e, Şam'a, Bağdad'a, Mekke'ye, Medine'ye, Beyrut'a, Filistin'e, Basra'ya, Musul'a, Cezair Bahr Sefid'e, Bosna Hersek'e, Yanya'ya, İşkodra'ya, Kosova'ya, Manastır'a, Selanik'e, Edirne'ye, Gelibolu'ya, Çanakkal'a'ya... kadar elden çıkarılan yüzlerce bilad ve kasabat cesime ile binlerce İnönü'nün sergüzeşt elemini dinlemeğe tahammül idebilirse, neticede Mısır fatihliği yerine İnönü fatihliğinin medar teselliyyet ve hatta medar mefharet u meserret olarak kabulü teklif idildiğine ve daha sonra bu fatihliğin bahş itdiği velini'metliğin mukabilinde hükumet ve saltanatın kendi uhdelerine tefvizi taleb olunduğuna gelince beht u taaccübden bu mefruz ademin aklını zayi' itmemesine ve havsalai tahammülünün bu her birinde birer karanlık yükselen memleketleri ta'kiben parçalanmamasına imkan yokdur. İşte İttihad ve Terakki'nin seyyiat ve cinayatı yüzünden memleketde kalacak son karyenin, son inin önünde de bu heriflerin son sözü: "Burada biz hakim olacağız burasını biz idare ideceğiz." cümlesinden ibaret olacakdır. Hanüman devlet ve milleti senelerce hora sahnesi yapdıktan sonra Harb Umumi'de en müdhiş kundaklarla ateşleyen zorbalar Mütarekeden i'tibaren yangını söndürmek ve kalanı kurtarmak isteyen hane sahiplerini tedabir itfaiyyeden men' ile göğüslerinden iterek:"Biz yakdık, söndürmek hakkı da bizimdir." diyorlar ve bu müdahele mücadelesinin neticesinde hanenin ve daha doğrusu yangın yerinin tapusuna da vaz' yed itmeğe savaşıyorlar. Hareket Ordusu'nun kahramanları, İstanbul kapılarından, cennetmekan Sultan Abdülhamid'i iğfal ve tehdide çalışırken bu derece cür'etkarane idarei lisan itmemişlerdi. Onların kasdı, Hakan Mağfur müşarünileyhin şahsına müteveccih olduğu halde bunlarınki doğrudan doğruya taht saltanata ve bil'umum Sülalei Al Osman'a müteveccih bulunuyor. Kuvvai milliyye nam kazibi altında teşekkül iden kuvvei mütegallibei askeriyyenin ta bidayetindenberi maksad hakikisi vatan ve millet endişesi değil de, böylece post ve makam gavgasından ibaret olduğu içündür ki, güya İzmir'i istirdad itmek üzre cem' idilen kuvvet, İzmit'e ve Beğkoz'a hücum itdirilmiş ve asakir Yunaniyye'den fazla ehalii ma'sume ve efrad millet kırılup geçirilmişdir. Mustafa Kemal'in Bab Ali'ye keşide idüp de pazarirtesi günki Tercüman Hakikat nüshasında neşr olunan ma'hud telgrafnamesinde akıtdığından bahs itdiği "hesabsız kanlar"ın kısmı a'zamı işte bu efrad milletin kanı olduğunu bilenler, bu sayede te'sisine yeltenilen hakimiyyet milliyyenin, dışından ziyade içini yakan bir mel'abei fecia mahiyyetinde olduğuna da vakıfdırlar. Küçük millet meclisi bile olamıyan o büyük millet meclisi, hangi intihab ile milletin iradesini ve hakimiyyetini temsil idiyor? Devletin Kanun Esasisi'nden başka usul saltanat ve an'anat hilafeti tebdile kalkışan bu meclis müessesenin a'zası laakal ordunun müdahelesinden azade olarak intihab idilmek lazım gelirken, bil'aks münhasıran, ordunun süngüsü altında devşirilmiş bulunuyor ve yine aynı süngü altında icrai müzakerat ve ittihaz mukarrerat idiyor. Bu derece gayr meşru' ve gayr meşruti bir meclisin, İstanbul'daki saltanat ve hükumeti ilga ile Ankara'da başka yeni bir hükumet ve saltanat te'sis itmek gibi, makamat aliyye ve mukaddesenin hukuk ve salahiyyetine müdahele itmesi şöyle dursun, edna ve hücra bir karye muhtarının hukuk ve salahiyyetine karışması da nefretle telakki idilecek bir küstahlıkdır. O eşkiya meclisinin reisi bilsin ki: kurretüluyun mü'minin olan makam hilafet ve saltanatın sahib meşruuna sadakat ve merbutiyyet yolunda ir geç kanlarını isar idecek milyonlarca fedakar insanlar ve hakiki müslümanlar henüz İstanbul'da ve Anadolu'da mevcuddur. Ve hukuk esasiyyei düveli alt üst iden bu mütehakkim ve mütehekkim silsilei rezalet ve redaet karşısında hukümeti şekavetden temyize kadir bir de cihan medeniyyet mevcuddur. Hele, her şeyden evvel bir Şeriat İslamiyye vardır ki, sed süğur ve ikamei hudud vazifelerini cami' bulunan sıfat hilafetin saltanat ve hükumetden infikak idemiyeceğini ve müslümanlıkda papalık olmadığından hükumet cismaniyye nerede ise hilafetin de oraya intikal ideceğini pek ra'na takdir iderek bir eşkiya reisinin hainane desiselerine aldanmaz.
 

  Mustafa Kemal, hükumet icraiyyeyi Ankara'ya nakl iderek hilafeti İstanbul'da bırakmak tarzındaki paylaşma usulünü kabul itdirmeğe çalışmak suret iğfalkarisiyle, Hilafet'i de mahirane ihtilas itmek, ya'ni o sıfat mukaddesenin de haliyle zat şekavetsimasında tecellisini te'min itmiş bulunmak isteyor. Hilafet ve saltanatın şu ğarib tecellisine bakınız! Müslümanlar, abaen an ecdadin hadim din mübin olan bir halifei ala tebarı, İttihad ve Terakki gibi hiç bir din ile mukayyed olmayan komiteye mensub bir sefih ile değişecekler ve alem medeniyyet de, melekhaslet bir halifei İslam'ın yerinde, İslamiyyet'in ve belki bütün beşeriyyetin salah ve huzuruna musallat, fesad ve mel'anetpişe bir hizb meş'umun sergerdesini görecekler, öyle mi?

 زهی تصور باطل زهی خیال محال

  Şimdi, vatanın hal felaket ve ihtizarını hala görmeyenlere şehadet parmağımla gösteriyorum: İşte: cehalet ve yine onun urlu batnından doğan tufeyli hıyanetlerin artık maske ile örtülmesine hacet görülmeyen son ve tarihi tezahürü! İşte: Sahai cinnet ve vahşete merkez ittihaz idilen Ankara'da memleketin mecruh ve muğfel hayatına hatime çekmek üzre, milletin, göz nuru dökerek işlediği ve fakat, vefa ve sadakat talebiyle beraber, cehli yüzünden kimlere giydirdiğini bilemediği sırmalar ve uniformalar altında ötüşen baykuşların; evlad vatanın kime karşı taşıdığını bilmediği padişah armasıyla menkuş silahlar üzerinden, makam hilafete tevcih itdikleri son avaz hıyanet ve ihanet!

Mustafa Sabri
 
Me'haz: wikilala.com, Alemdar gazetesi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bolşevik Umdelerinden: İslam Hurûfu Yerine Latin Hurûfâtı - Sebilürreşad

  (Sebilürreşad, Aded 634, Sahife 157 - Efrenci 15 Ocak 1925)   Bolşevik Umdelerinden: İslam Hurûfu Yerine Latin Hurûfâtı    Türkistan ahvâl...