Kayıtlar

En Son Makale

Bugünün İstiklal-i Tammcılığı

  "İstiklal-i Tamm"cılık zihniyyeti, yaşadığımız devrin bir enaniyyet ve ğurur devri olması hasebiyle iyiden iyide umumileşmişdir. Tabii bu, kuvva-yı askeriyye ve düveliyye ve maddiyye cihetiyle zayıf olan millet ve ferdlere de bulaşıyor. Fakat zayıf ve acizlerde bu zihniyyetin tezahürünün, ekseriya ve belki her zaman, verdiği netice kuvvet ve miknet sahibi kimselerin tağallüb ve zulmlerini teşdid etmeleridir. Uzaktan "Ya İstiklal, Ya Ölüm!" naraları atmak, hamiyyet-furuşane yazılar yazıp kendinin ne kadar cesur ve gayyur bir kimse olduğunu izhara çalışmak asrımızda gayet umumidir. Tabii samimi olanları tenzih ederim. Bu zamanda hakikaten, her dürlü imkansızlık ve mahrumiyyetlere rağmen, ne olursa olsun, öleceğini ve mağlub olacağını kat'i bilerek, halis bir niyetle mücadeleye atılan kimseler de yok değildir. Ameller niyyetlere göredir. Ne diyelim?     Amma müslümanların bu sefalet ve mezelletden kurtulmalarını samimane arzu eden müslümanların, böyle yalnız hiss...

Terakki Edelim, Fakat Müsliman Kalmak Şartıyla...

Sebilür'reşad, Aded 431-432, 1337 Şevval 25   Şeyhülislam Efendi Hazretlerinin ahiren intişar iden (Yeni İslam Müctehidlerinin Kıymet-i İlmiyyesi) ünvanlı eser-i fazılanelerinin hatimesidir:   Son zamanlarda, alel'umum müslimanların maddiyyatını zebun iden Avrupa terakkiyat-ı medeniyyesi bir çok mütefekkirinimizin ma'neviyyatında da tahribat icra itmiş olduğı içün, münazırım da fikrindeki hürriyyete ve zatındaki uluvv-i himmete rağmen bu maraz-ı sarinin te'sirinden azade kalamamışdır. Ya'ni Avrupa'nın terakkiyyat-ı hazırası o derece gözüni doldurmuş ki nev'an-ma kudret ve azamet-i İlahiyye'yi unutdırmış, kavi ve müterakki gördüği Avrupalıları bizim ile ölçmekden hatırında kalan hiss-i i'zam, kudret-i ilahiyye ile ölçerken de muhakemesi üzerinde hakim olmakdan hali kalmamışdır. Bu halin te'siri, münazırımın üçüncü da'vasına kadar kendisini gösteriyor. Öyle ya, dimiş: "Her yerde sefil ve düşkün bir halde bulunan müslimanların dini hakk ols...

Huzur-ı Hümayun Dersleri

 Beyanü'l Hakk Gazetesi, Aded 2, 29 Eylül 1324 Rumi Huzur-ı Hümayun Dersleri   Ramazan-ı şeriflerde selatin-i Osmaniyye huzurunda tilavet idilmekde bulunan tefsir-i şerif derslerinin ibtida-ı vaz' ü te'sisi, bin yüz yetmiş iki senesine müsadif olmak üzere Cennetmekan Sultan Mustafa Han-ı Salis asrında vaki'dir.   Bu derslerde Beyzavi tefsirinin esas ittihaz idilegelmekde oldığı ve yakın zamanlara kadar derslerin pek amik tedkikat ve münazarat ile ve binaenaleyh pek ağır bir mişyet ve hareketle devam itmiş oldığı tarihlerden anlaşılıyor. Cevdet tarihinde bin ikiyüz sekiz senesinde okunan bir huzur dersi, mukarririyle, muhatablariyle, ebhas-ı hariciyyesiyle şayan-ı kayd görülmüşdür ki o dersin mevzu'ı: (ام كنتم شهداء اذحضر یعقب الموت) ayet-i celilesi oldığına nazaran otuz altı senede Kur'an-ı Kerim'den birinci cüz'ün ancak nihayetlerine doğrı gelinebilmiş dimekdir.   Fakat son zamanlarda tedrisata büyücek mikyasda bir sür'at virilmişdir. On sekiz sene ...

Cemaat Teşkilatı

İ'tisam Mecmuası, Aded 4, 19 Kanun Evvel 1334 Rumi    Cemaat Teşkilatı   Harb-i Umumi, arazi-i milelde bir takım coğrafi inkılabat husule getirdiği gibi devletlerin bünye-i teşkilatında da siyasi ve idari tahavvülat tevlid iden bir mader-i hadisat mevki'ini ihraz eyledi. Kıtaat-ı hamsin her tarafında sakin bulunan milletler, mensub oldukları devletlerin şekl-i siyasi ve idarilerini ta'yin sahasında maddi ve nari harb-i umuminin yerine ma'nevi ve fikri bir mücadele-i umumiyye ikame itdiler. Memleketimizde naire-i harbi - bila lüzum - ikad iden rical-i siyasiyyemiz gibi rical-i fikriyyemiz de pek muzırr bir fitne-i fikriyye uyandıracak münakaşat-ı kalemiyyeye kapu açdılar. Dahil ve haricin emn ü i'timadını kazanmak içün memleketde bir idare-i adile vücuda getirmek nelere mütevakkıf ise onların tahrir ve taharrisiyle iştiğal olunacak yerde dinin devletden tefriki ve cemaat-i İslamiyye teşkilatı mes'elesini - böyle bila lüzum - ortaya atmak, harb-i umumiye karışmakd...

"Dini Müceddidler" Kitab Nafi'sinden Bir Parça

   Asırlardan beri mütevali mağlubiyyetlere ma'ruz kalan Devlet-i Osmaniyye'nin her def'a-i felaketi harb ü darb aleyhinde bir ders-i intihab olacak yerde, kendinden evvelki vaz'iyyete ilave itdiği musibetlerin elem-i tahammülgüdazıyla harb ü vega tarafdarları içün yeni bir hüccet-i tehyic makamına kaim olmuşdur. Filhakika, mağlubiyyetimizle neticelenen bu muharebelerin ekserisinde bizim teşebbüsümüz amil olmamak ve mukabil tarafdan vuku' bulan bir ağır teklif bizi harbe mecbur itmiş olmakla beraber mukadderatımızı işte bu mecburiyyetlere tevdi' iderken, kar ve zarar hesabına müstenid ma'kul ve mantıki fikirlerden ziyade herçibad abad hissiyatı hakim olarak, bir millet içün muvaffakiyyetle başa çıkarılamayacak muharebelerden ictinab itmenin kıymeti hakkıyle takdir olunamamış, takdir idenler de hain ittihamları tehdidi altında ezilmiş gitmişler. Son zamanlarımızın basiret ve raviyyetine sahib bir diplomatı bulunan Kamil Paşa merhum bile, vaktiyle - İttihad ve...

Ehven'üş Şer Düsturu

  İstesek de, istemesek de Frenklerin takvimine göre 2025 tarihinde, berhayat ve Türkiye Cumhuriyyet'i Devletinin ehalisinden olan müslimanlar içün şu hakikat gayr-ı kabil-i ictinabdır: "Osmanlı Devleti'nin inhitatının ardından enkazı üzerine teessüs etmiş olan devletin en mühimm esaslarından biri ladini ya'ni laik ya'ni dinden kopuk olmasıdır." Şu vaz'iyyetde hala Din-i Celil-i İslam'ın esaslarını ve umdelerini müdrik bir müsliman içün idari ve siyasi mesail hakkında "hayr" (خیر) gibi bir vasıflandırma yapmak mümkin değildir. Çünki bir iş mücerred Bari Teala'nın Din-i Mübini'ne göre hayr ise hayrdır.      Din-i Mübin-i İslam'a mugayır düşmeyen, kendi milli örf, adet ve ananelerine karşı hamiyyeti ve sahabeti ne kadar fazla olursa olsun, müsliman bir Türk'ün de bu hakikatı tav'an yahud kerhen kabul etmesi mecburidir. Türk kavmi başkadır. Muayyen bir tarihde, muayyen umdeler üzerine teessüs etmiş bir devlet başkadır.   O ha...

Hürriyyet - Müsavat

  Bundan evvelki makalemizde Kanun-ı Esasi'mizin bize bahş itdiği hürriyyetin kavanin-i mevzua, kavaid-i mezhebiyye, adat-ı milliyyemiz ile mukayyed olması lazım geleceğini icmalen göstermiş idik. Şimdi bu kuyud-ı selasenin fevaidini bir az daha izah itmek isteyoruz.   Evet, insan hürr olmağla beraber bulunduğı memleketin kavanin-i mevzuası ahkamına ittiba'a mecburdur. Ve bu ittiba' levazım-ı insaniyye ve zarurat-ı medeniyyedendir. Zira madem ki insan medeni bi'ttab' olub bir hey'et-i ictimaiyye ile yaşamak mecburiyyetindedir. Şu halde hey'et-i ictimaiyyeyi teşekkül iden her ferdin daima o hey'ete aid menafi'-i umumiyyeye hadim olması, hatta kendi menafi'-i şahsiyyesini bile o menafi'-i umumiyye zımnında gözetmesi ve bu hey'et-i ictimaiyyenin menafiine müteallik her teklife inkıyad eylemesi ve her fiil ve kavlinde ve bütün etvar ve harekatında menafi'-i umumiyyeyi ihlalden son derece tevakki itmesi ve led'el icab kendi menfaat-i ş...