Terakki Edelim, Fakat Müsliman Kalmak Şartıyla...

Sebilürreşad, Aded 431-432, 1337 Şevval 25

  Şeyhülislam efendi hazretlerinin ahiren intişar iden (Yeni İslam Müctehidlerinin Kıymet İlmiyyesi) ünvanlı eser fazılanelerinin hatimesidir:

  Son zamanlarda, alelumum müslümanların maddiyyatını zebun iden Avrupa terakkiyat maddiyyesi bir çok mütefekkirinimizin ma'neviyyatında da tahribat icra itmiş olduğı içün, münazırım da fikrindeki hürriyyete ve zatındaki uluvv himmete rağmen bu maraz sarinin te'sirinden azade kalamamışdır. Ya'ni Avrupa'nın terakkiyyat hazırası o derece gözüni doldurmuş ki nev'an ma kudret ve azamet İlahiyye'yi unutdırmış, kavi ve müterakki gördüği Avrupalıları bizim ile ölçmekden hatırında kalan hiss i'zam, kudret ilahiyye ile ölçerken de muhakemesi üzerinde hakim olmakdan hali kalmamışdır. Bu halin te'siri, münazırımın üçüncü da'vasına kadar kendisini gösteriyor. Öyle ya, dimiş: "Her yerde sefil ve düşkün bir halde bulunan müslimanların dini hakk olsun da şa'şai terakkiyyatıyla gözleri kamaşdıran milletlerin dini ve hatta dinsizliğe de şamil olan ictihad ve i'tikadı hakk olmasın. Bu ne kadar ğarib ve ma'kus bir şey!"

  Zavallı ve ma'sum müslimanlık! Mensubininin acz ve zilletiyle yine sen mi itham ve muaheze olunıyorsun? Ve biz, duyğusuz ve hayrsız müslimanlar! Kusurumuzın cezasını, dünyada çekdiğimiz sefaletle geçirmiş olabilseydik de hal esefiştimalimizle din İslam, hatta kendi aramızdan söz getirmekde oldığımızın cezasını da ahiretde ayrıca çekmeseydik. Beri tarafda, ey içimizden halaskar kisvesine bürünerek meydana çıkan cesaretli ğafiller! Müslümanların kendilerini ıslah ve i'laya gücünüz yetişmediği içün, vazifei asliyyenizdeki aczinizin intikamını Din İslam'dan mı almak isteyorsunuz?.

نرقع دنیانا بتزیق دیننا   فلادیننا یبق ولامانرقع (٭)
(واذیقول المنفقون و الذین فی قلوبهم مرض غر هؤلاء دینهم)

misdak celilince, müslimanların terakkilerine, fazla müslimanlıkları, taassubları mani' oluyor, zu'm ve zehabında bulunan sizlere te'min iderim ki bugünki müslimanların müslimanlıklarındaki tedennileri dünyaca olan tedennilerinden kat kat ziyadedir. Ne olurdı, hastalığın esbabını biraz da bu cihetlerde arasaydınız. Müslimanların sükut ve inhitatını, en ali ve en mükemmel bir dine varis oldukları halde muktezasınca hareket itmemek veyahud şehrah hidayetden öteye beriye sapmak suretiyle kadrini bilmemelerinin cezasına atf idemez miyiz? İnsanlık nazarında bir fazilet müktesebe olamamak i'tibarıyla yekdiğerinden fark ve imtiyazı haiz olmayan milliyyetlerle, aynı toprakdan ibaret bulunan vatan hiss ve ğayreti lazım ve mukaddes tanındığı halde din hissi, din ğayreti, din izzet nefsi lazım değil midir ki müslimanların dinlerini bozmadan adem idilmeleri çaresine bakmakla kendinizi mükellef görmeyorsunuz? İbtida, müslimanlığı müslimanlardan güzelce tefrik itdikden sonra, müslimanlığın değil de, müslimanların evc balasına uzanamayarak uzakdan bakmakla iktifa itdiğine sizin kadar müteessif oldığım o terakkiyyat medeniyyenin, o asar bediai beşeriyyenin, fakat Allah'a taalluk iden mesail karşısında ne kadar kıymet ve ehemmiyyeti vardır ki onun cazibesinin virdiği kuvvet ve cür'etle Allah'ın dini üzerinde koşmaca oynamağa kalkışıyorsunuz. O derece şaşırmayınız, beşer ne kudret ve kuvvet bulsa Allah nazarındaki hakk ve batılı alt üst idecek bir inkılab vücuda getirmek iktidarından pek, pek uzakdır. Milyonlar, milyarlar teşkil iden ecramdan bir adedi, bir aded naçizi olan arzın ancak sathının beş on noktasında karınca izi mesabesinde arz vücud iden o asar medeniyyeye nazarınız saplanub kalmasın!

Bir zerre dimekse şu semavata göre arz
Nisbetle beşer itmelidir kendini yok farz

  Miskin insan, başının içine Allah'ın nasıl koyduğunı henüz anlayamadığı aklı ile bulduğı şimedüferlerini, otomobillerini, tayyarelerini, bin misli sür'atle iblağ itse yine yerinde saymak derecesinde kalan bu gibi vesait nakilesine mağrur olub da kainatın kafilei seyyaresiyle yarışmak hevesine mi düşecek? (اولم یرالانسان انا خلقناه من نطفة فاذاهو خصیم مبین) en küçük bir balık yaratmak, en büyük bir diritnot yapmakdan ve en adi bir sinek halk itmek, en mükemmel bir zeplin icad eylemekden daha san'atli oldığını unutmasın.(ان الذین تدعون من دون لله لن یخلقو اذبابا ولو اجتممو اله)  --el-Hac-- (**)

  Sonra bir pirenin bir fil üzerine yapışmakla fili benimsemesi kabilinden dirsek aradaki farkı temamen göstermiş olamayacağımız suretde, beşer, asar mevcudiyyetiyle tutunmak istediği kürede ne kadar alaka peyda idebilmişdir. Cirmi nedir, müddeti nedir, hayatı nedir ve nasıl bir pamuk ipliğine bağlıdır? Kainata tevcih idilen umumi bir nazar, en azim, en muntazam bir ademe, en küçük bir mikrob kadar mevcudiyyet hissesi ayırmaz, en şevketli bir hükumete bir santimetro mürebbaı yer virilmez. Müddeti, bir demden, hayatı, bir nefesden ibaret olan insan, henüz hal hayatında iken bile aleltevali yirmi dört saat dünya ile alakasını muhafaza idemiyerek her gün, servetinden, asarından, ilminden, iktidarından ayrılmak ve saatlerce başka bir aleme teslim nefs eylemek mecburiyyetindedir. (وجعلنا نومكم سباتا)  --Nebe'-- (***)
Şimdiye kadar, Avrupa'nın terakkiyyat maddiyyesine bizi teşvik iden müceddidlerimizin bir kısmı adeta:"Herifler dünyalarını ma'mur itmişler. Bizim buna gücümüz yetmeyor, ya'ni dünyamızı ma'mur idemiyoruz, bari ahiretimizi harab idelim" ma'nasını andıran bir tarik nahemvar üzerine bizi teşvik itmişlerdir.

  Benim fikrime gelince: Bu günki müslimanların, esbab sefalet ve inkırazını tedkik maksadıyla ve mevzu'ı mesail ictimaiyyeye aid olmak üzere yazmadığım ve belki sırf dini ve ilmi bir mes'elenin, münazırım tarafından kabul idilen tarik meşru' ve mansusı dairesinde mutalaa yürütmek üzere kaleme aldığım şu eserimin yalnız bir noktasında husule gelen sevk kelamı tatmin içün şu kadar söylerim ki: Ben, müslimanların maddeten ve ahlaken inhitatını ve belki kısmen iflasını inkar idenlerden, ve buna çare saz olacak intibah ve teceddüd yollarının önüne sedd çekmek isteyenlerden değilim. Ancak, buna çare olacak diye açıkdan veya gizliden İslam'ın tahrib veya tahrifine lüzum gösterilirse o zaman ben, müslimanların bu hal sefaletde kalmalarını haklarında daha hayrlı görürüm. Ve bu sefaleti de yine hiç olmazsa din İslam'ın esasına sahib kalmış olmakla beraber ahkamı ile amil olmak hususundaki kusurlarına, gevşekliklerine karşı bir te'dib İlahi'ye haml iderek müteselli olurum. Ve ben, müslimanların mes'ud bir dünya yüzüne çıkmasını samim vicdanımla arzu eylediğim halde, dinimizin üzerine basarak irişebileceğimiz yüksek dünyamıza la'net iderim. Biz o yüksek dünyaya çıkdığımız zaman, İslamiyyet de dest i'tisamımızla ferak ihtiramımızda bulunmalıdır. Hem bu suretle hareket idersek yükseleceğimiz yere çıkarken bizliğimizi de beraber götürmüş olacağımız cihetle muvaffakiyyet daha ziyade kat'idir. Aksini yaparsak, daha i'tila hareketinde melezleşmiş olan bizler, çıkacağımız noktaya vasıl olmadan kuvvetimizi zayi' itmiş olacağımız gibi farz muhal olarak şahikai emele yükselmek mümkin olsa bile o yükselenler artık biz değil, bizden tenasuh itmiş başkalarıdır. Bize yabancı olan o mahlukların dünyaca seadetlerine çalışmak borcumuz olmadığı gibi ahiretce mes'uliyyetlerine iştirak itmek de hiç işimize gelmez.

  Yine ben, şimdiki ulemai İslam mevki'inde bulunanlardan bir çoklarının bu ünvan ile münasebetleri olmadığını ve en muktedirlerinin de ilmen ve fikren ve hissen kifayetsiz bir derece bulundığını tasdik iderim. Fakat benim gibi işte o kifayetsizlerden biri olan Musa Bigiyef efendinin veya başkalarının, vaktiyle ilm kelamı, ilm fıkhı vaz' ü tedvin iden ulemai İslam'ın mevki' bülendine hakaretler fırlatmağa kalkışmalarını kat'iyyen tecviz itmem. Onlar, içinde bulundukları asrın ihtiyacat ilmiyyesine baliğan ma belağ ğalebe çaldılar. Onlardaki kudret ilmiyyenin, hiss vazifenin onda biri bizde bulunsaydı belki biz de din İslam'ın (ğarib) kaldığı bir zamanda bir parça yüzüni güldürebilirdik. Bizim gibi, bu dinin uleması idadında bulunmağa layık olmayan zavallıları görüb de tarih İslam'ın, kılıcı ile nam bırakan eazımdan binlerce daha fazla ulemaya malik oldığını unutmamalı ve hele kifayetsizliğine ya'ni noksan ilmine fikdan terbiyyesi munzamm olmakdan başka bizden farkı olmayan Musa efendi gibilerin sözlerine bakub da ulemamız hakkında yanlış fikirlere zahib olmamalı, Allah'dan korkmalı ve ilm ve din hususunda utanmalıdır. Yeni yetişen müsliman çocukları, sürü sürü Avrupa ulema ve hükemasının isimlerini, menakıb şöhretlerini hafızalarında taşıyorlar. Bu hal kafi gelmiyormuş gibi üstelik bir de ulemai İslam'ın, ba'zı hatırlarında kalan bekayai namını kazıyub çıkarmak içün mezemmetlerini, kendilerine adeta meslek idinenler ve bunı da güya İslam'a hidmet şeklinde gösterenler bulunuyor!

اری هذه الایام قد صرن كلها عجائب حتی لیس فیها عجائب

hayır, hayır.. Eslaf kiramın hidmetleri, ulüvv himmetleri, hadd naşinas ahlafın takdirine arz ihtiyac itmek derecesinden mütealidir. Lakin müslimanlar arasında, ulum İslamiyye mebahisinde herkese, istediğini söylemek ve belki bu ilmleri okumadan bilmek hakkı virildiği ve yine bu ilimlere mahsus olmak üzere hata ile savabın farkı aranılmadığı bir zamanda kütübhanelerin elinden gelmez ki sahiblerinin sükuta mahkumiyyetleri cihetiyle müdafaadan mahrum kalmış olan mücellidat ilmiyyeyi çıkarsın da ortaya saçsın!

Hicab itsin tabiat yerde kalmış kabiliyyetden

  Evet, o büyük eslafın veresei ulumı makamında bulunan şimdikiler, acz ü fütur içinde puyan ve her dürlü levm laime şayandırlar. Bununla beraber, ilm dine tarik mahsus fennisinden intisab itmeyen veyahud dini, sırf dünyevi ve ictimai bir mes'ele halinde tahlile kalkışan müceddidlerin din İslam hakkındaki zarar ü hasarı işte bu kifayetsiz ulemadan fazladır. Bunı tarih İslam gösterecek ve belki alem İslam'ın son senelerinde kısmen göstermişdir bile! Çünki, evvela, bu müceddidlerin, dinimizin hakikaten dostı veya düşmeni olduklarını ta'yin idememekde ma'zuruz. Bunlar, daha sarih bir çehre ile karşımıza çıksalar..

Mustafa Sabri

---

(*) Dinimizi kırparak onun parçalarıyla dünyamızı yamalamağa çalışıyoruz. Bu suretle dinimiz kalmadığı gibi yamalı olan dünyamızda işe yaramayor.

(**) Allah'dan başka tapındıklarınızın hepsi toplansa bir sinek halk idemezler.

(***) Sebat, hiss ve hareketden men' itmekdir. Veyahud ölüm dimekdir. Meyyite mesbut da dinir.

Me'haz: "www.wikilala.com" sitesindeki Sebilürreşad sureti.

Rağbet Görmüş Makaleler

Makam-ı Hilafet ve Ankara Meclisi

Türkiye Tebaası Müslümanların Ehven'üş Şer Düsturunu Terk Etmemeleri Bugün Elzemdir

"Dini Müceddidler" Kitab Nafi'sinden Bir Parça - 2