Serlevhamızın ihata eylediği ma'nanın derecei şümul ve umumiyyeti i'tibarıyla yazacağımız satırlar hem rai ve hem de raiyyeye aid olup bu babdaki me'hazimizde ulemai islamiyyenin şimdiye kadar evrak muzırradan add idilerek memleketimize idhal idilmeyen asar mu'tebereleridir.
Vaktıyla okumak değil ismini bile söyleyemediğimiz bu evrak muzırra kanun esasinin neşriyle asar nafia meyanına idhal idilmiş ve mani'in zevaliyle memnu' avdet ideceği kavaid usuliyyeden bulunmuş olduğundan serbestane neşr asar ile hidmet vataniyye vecibei mukaddeseden add olundu.
Cihan insaniyyetin enva' i'tisafat altında ezildiği ve akvam ve milelin yekdiğerinin hukukuna karşu teaddiyat birahmane ile gösterdikleri muamelei hunrizane ve adem müsavat olanca şiddetiyle devam eylediği bir sırada değilmiydi ki, nur cevval Kur'an hayretzedei ukul bir suretde çar etrafa pertevfeşan olarak i'tisafat vakıaya hitam virmiş ve vaz' buyurduğu kavaid adilane ile cihan insaniyyeti şirazei adalet içinde bulundurmuşdur. Bir mir'at hakayıknüma olan Kur'an (ان الله یا مركم ان تؤدوالامانات الی اهلها الخ) ferman azamet ünvanıyla emaneti ehline viriniz adaletle hükm idiniz buyurarak rai ve raiyyeye aid vezaifi beyan eylemişdir.
Binaenaleyh sergerde bulunan vükela, vülat, hükkam emaneti ehline tefviz ve adaletle ifai hükme me'mur bulunduklarından bu vazifelerini bihakkın ifa iderlerse buna "siyaset adilane" ve makamlarına vilayet saliha nazarıyla bakılur. Hilafı takdirindeki idareye "siyaset zalimane" dinilür ki devr istibdaddaki ahval müessifemiz gibi.
Emaneti ehline tefviz iki dürlü olur.
Kısm evvel: Vilayat ya'ni tefviz umurdur. Tefviz umur ise ehline olacağından milletin vekilleri olub makamat aliyyeyi işgal iden zevat her işi ehline tefviz itmeli. Ve insana iş değil işe insan bulmalıdır. Hatta cenab risaletmeab efendimiz hazretleri bir iş erbabına tefviz olunub da fakat andan daha muktedir birisi mevcud ise mufevviz olan kimse Allah'a, Resulüne, müslimine hıyanet itmişdir buyurduğu gibi halifei güzin cenab Ömer bin elhattab eğer tefviz umur idecek olan adem meveddet ve karabet cinsiyyet ve rüşvet ve sair bir menfaat gibi münasebatı nazarı i'tibara alub da adaletsizlik müsavatsızlık iderse ol kimse Allahına, Resulüne, mü'minine haindir. Mevkiinden tard ve ihracı lazım gelür. diyerek hükm resule imtisal buyurmuşlardır.
Ey vükela fiham! Görüyor musunuz? Halifedeki adaleti! İşidiyor musunuz siyaset adilaneyi?
Devr sabıkda bütün devair hükumet ekseriyyetle cehele ve mensubin ile mali ve erbab iktidar her dürlü taltif ve terakkiden hali idi. Fakat şems hürriyyetin tuluuyla asalet, necabet uniformaları mahv oldu. Bunların yerine meziyyet ilmiyye, mehasin ahlakiyye kaim oldu. İcra idilecek tensikatlarda erbab dirayet ve hüsn ahlak sahibi ararsanız eser Faruka ittiba itmiş ve hilafı takdirde mes'uliyyet maddiyye ve ma'neviyyeden tahlis giriban idemezsiniz. Efsus ki şimdilik o tensikat görülemiyor.
Habib ekrem efendimiz "Emanet izaa olunursa saate muntazır ol." buyurduklarında "ya resulallah emanetin ziyaı nasıl olur?" diye murad nebevi istifsar olunmakla "umur, ehlinin ğayrıya tefviz olunursa saate intizar it" buyurmuşlardır.
Bu sebebe binaendirki fukaha; nazır vakf, vasi yetimin vakf ve yetim hakkında eslah ve enfa olmak üzre tasarruf olunmasını beyan itmiş ve aksi takdirde hıyanet itmiş olacaklarından azl ve tebdilleri lazım gelür dimişlerdir.
Kısm sani: Emanet emvaldir ki, (فان امن بغضكم بعضا الخ) ayet kerimesi mucebince vediayı, mal mağsubu, mal yetim ve vakfı, mal muzarebeyi, mal müvekkili sahiblerine red ve semen mebi ile istikraz idilen akçeyi bayi ve mustakrize te'diye ile ifai hukuk ve düyun eylemekdir ki, hatta hey'et ictimaiyye efradı beyninde cereyanı tabii olan bu gibi muamelat ve sair hususat zatiyyede emniyyetname hasıl ve aheng terakkide tevazün zahir olsun.
Yoksa bu gibi hususatda ihanet salib emniyyet olacağından intizam medeniyyete halel iras ve terakkiyat maddiyyemize dehşetli bir mani ika ider.
Devr sabıkda ise bu gibi ehem ve mu'tena mesail mihver layıkında cereyan itmeyerek vakıfların şart vakıfa, vasilerin emval eytama hıyanet, bey ve şira hususunda alelumum esnafın hıyel ve desais isti'mal eylemeleri, me'murlarımız ise ictina menafi şahsiyyeye daldıklarından ihkak hakk pek ziyade müşkil bir dereceyi bulmuş ve bu suretle rah terakkide payendaz olmamıza mani olmuş idi. Çünki erbab hukuk, istihsal hukuku zımnında mahkemelere müracaat eylediği halde hakkının kendisine isalinden emniyyeti olduğu ve efkar umumiyyedeki hırs menfaatcuyane ise daima menafi şahsiyyeye ma'tuf bulunması hasebiyle menafi umumiyyei millet düçar zillet olmuş ve hey'et ictimaiyyenin menafii unudularak aldığını virmemek, gördüğünü kapmak, eline geçeni yutmak moda hükmünü almış idi. Bu haller hukuk beytülmala kadar sirayet itdi. Halbuki emval beytülmall muhafazası en ziyade nazar ehemmiyyete alınacak mesaildendir. Çünki anda hey'et ictimaiyye efradının her birinin hakkı taalluk eylediğinden menafi umumiyyeyi mucib mahallin ğayrıya sarfı mucib mes'uliyyetdir.
Hiç bir kimse istihkakı bulunmadığı halde emval beytülmaldan bir şey ahzına salahiyyeti olmadığı gibi emval beytülmaldan terziki caiz olan zevatında men'i vülatın dairei salahiyyeti haricindedir.
Va esafa ki, "Tanin" gazetesiyle neşr olununan mahlulat listesinde manzurumuz olduğu üzre emval beytülmall heman umumiyyetle hiçde istihkakı olmayan bir alay cebabirei milletin yed ğasbında olduğı görüldü. Şu kadar ki bu (kelime okunulamadı) ahval devr sabıkın eseri olmağla fimabaad hukuk beytülmall muhafaza idileceği müstağnii arz ve beyandır.
---
Siyaset şer'iyyede nas ikiye taksim olunur. Biri akıbet umuru, menafi ammeyi düşünmeyerek enva zulm ve i'tida ile erbab hamiyyeti ifna ve bu suretle mertebei aliyyeye irtika itmek emelinde bulunan menfaatperestlerdir ki, bunlarda hamiyyet vataniyye, muhabbet kavmiyye, mehasin ahlak milliyye mefkud bulunduğundan hey'et ictimaiyye içinde bir mevki muhterem tutamazlar.
Diğeri ise dinini, milletini sever, iffet ve istikamet, sıdk ve hamiyyet ile mütehalli vatanperver zevatdır ki siyaset milliyye bu gibi zevat hamiyyetsimanın sayei adilanesinde hüsn suretle tedvir olunur.
İşte buraya kadar serd ve temhid eylediğimiz mukaddimeden sonra asl maksada şüru ideriz.
Ma'baadi var. İbn Hazım Ferid
(Me'haz: "wikilala.com" mahallinde Beyanülhakk gazetesinin yedinci sayısından)
Vaktıyla okumak değil ismini bile söyleyemediğimiz bu evrak muzırra kanun esasinin neşriyle asar nafia meyanına idhal idilmiş ve mani'in zevaliyle memnu' avdet ideceği kavaid usuliyyeden bulunmuş olduğundan serbestane neşr asar ile hidmet vataniyye vecibei mukaddeseden add olundu.
Cihan insaniyyetin enva' i'tisafat altında ezildiği ve akvam ve milelin yekdiğerinin hukukuna karşu teaddiyat birahmane ile gösterdikleri muamelei hunrizane ve adem müsavat olanca şiddetiyle devam eylediği bir sırada değilmiydi ki, nur cevval Kur'an hayretzedei ukul bir suretde çar etrafa pertevfeşan olarak i'tisafat vakıaya hitam virmiş ve vaz' buyurduğu kavaid adilane ile cihan insaniyyeti şirazei adalet içinde bulundurmuşdur. Bir mir'at hakayıknüma olan Kur'an (ان الله یا مركم ان تؤدوالامانات الی اهلها الخ) ferman azamet ünvanıyla emaneti ehline viriniz adaletle hükm idiniz buyurarak rai ve raiyyeye aid vezaifi beyan eylemişdir.
Binaenaleyh sergerde bulunan vükela, vülat, hükkam emaneti ehline tefviz ve adaletle ifai hükme me'mur bulunduklarından bu vazifelerini bihakkın ifa iderlerse buna "siyaset adilane" ve makamlarına vilayet saliha nazarıyla bakılur. Hilafı takdirindeki idareye "siyaset zalimane" dinilür ki devr istibdaddaki ahval müessifemiz gibi.
Emaneti ehline tefviz iki dürlü olur.
Kısm evvel: Vilayat ya'ni tefviz umurdur. Tefviz umur ise ehline olacağından milletin vekilleri olub makamat aliyyeyi işgal iden zevat her işi ehline tefviz itmeli. Ve insana iş değil işe insan bulmalıdır. Hatta cenab risaletmeab efendimiz hazretleri bir iş erbabına tefviz olunub da fakat andan daha muktedir birisi mevcud ise mufevviz olan kimse Allah'a, Resulüne, müslimine hıyanet itmişdir buyurduğu gibi halifei güzin cenab Ömer bin elhattab eğer tefviz umur idecek olan adem meveddet ve karabet cinsiyyet ve rüşvet ve sair bir menfaat gibi münasebatı nazarı i'tibara alub da adaletsizlik müsavatsızlık iderse ol kimse Allahına, Resulüne, mü'minine haindir. Mevkiinden tard ve ihracı lazım gelür. diyerek hükm resule imtisal buyurmuşlardır.
Ey vükela fiham! Görüyor musunuz? Halifedeki adaleti! İşidiyor musunuz siyaset adilaneyi?
Devr sabıkda bütün devair hükumet ekseriyyetle cehele ve mensubin ile mali ve erbab iktidar her dürlü taltif ve terakkiden hali idi. Fakat şems hürriyyetin tuluuyla asalet, necabet uniformaları mahv oldu. Bunların yerine meziyyet ilmiyye, mehasin ahlakiyye kaim oldu. İcra idilecek tensikatlarda erbab dirayet ve hüsn ahlak sahibi ararsanız eser Faruka ittiba itmiş ve hilafı takdirde mes'uliyyet maddiyye ve ma'neviyyeden tahlis giriban idemezsiniz. Efsus ki şimdilik o tensikat görülemiyor.
Habib ekrem efendimiz "Emanet izaa olunursa saate muntazır ol." buyurduklarında "ya resulallah emanetin ziyaı nasıl olur?" diye murad nebevi istifsar olunmakla "umur, ehlinin ğayrıya tefviz olunursa saate intizar it" buyurmuşlardır.
Bu sebebe binaendirki fukaha; nazır vakf, vasi yetimin vakf ve yetim hakkında eslah ve enfa olmak üzre tasarruf olunmasını beyan itmiş ve aksi takdirde hıyanet itmiş olacaklarından azl ve tebdilleri lazım gelür dimişlerdir.
Kısm sani: Emanet emvaldir ki, (فان امن بغضكم بعضا الخ) ayet kerimesi mucebince vediayı, mal mağsubu, mal yetim ve vakfı, mal muzarebeyi, mal müvekkili sahiblerine red ve semen mebi ile istikraz idilen akçeyi bayi ve mustakrize te'diye ile ifai hukuk ve düyun eylemekdir ki, hatta hey'et ictimaiyye efradı beyninde cereyanı tabii olan bu gibi muamelat ve sair hususat zatiyyede emniyyetname hasıl ve aheng terakkide tevazün zahir olsun.
Yoksa bu gibi hususatda ihanet salib emniyyet olacağından intizam medeniyyete halel iras ve terakkiyat maddiyyemize dehşetli bir mani ika ider.
Devr sabıkda ise bu gibi ehem ve mu'tena mesail mihver layıkında cereyan itmeyerek vakıfların şart vakıfa, vasilerin emval eytama hıyanet, bey ve şira hususunda alelumum esnafın hıyel ve desais isti'mal eylemeleri, me'murlarımız ise ictina menafi şahsiyyeye daldıklarından ihkak hakk pek ziyade müşkil bir dereceyi bulmuş ve bu suretle rah terakkide payendaz olmamıza mani olmuş idi. Çünki erbab hukuk, istihsal hukuku zımnında mahkemelere müracaat eylediği halde hakkının kendisine isalinden emniyyeti olduğu ve efkar umumiyyedeki hırs menfaatcuyane ise daima menafi şahsiyyeye ma'tuf bulunması hasebiyle menafi umumiyyei millet düçar zillet olmuş ve hey'et ictimaiyyenin menafii unudularak aldığını virmemek, gördüğünü kapmak, eline geçeni yutmak moda hükmünü almış idi. Bu haller hukuk beytülmala kadar sirayet itdi. Halbuki emval beytülmall muhafazası en ziyade nazar ehemmiyyete alınacak mesaildendir. Çünki anda hey'et ictimaiyye efradının her birinin hakkı taalluk eylediğinden menafi umumiyyeyi mucib mahallin ğayrıya sarfı mucib mes'uliyyetdir.
Hiç bir kimse istihkakı bulunmadığı halde emval beytülmaldan bir şey ahzına salahiyyeti olmadığı gibi emval beytülmaldan terziki caiz olan zevatında men'i vülatın dairei salahiyyeti haricindedir.
Va esafa ki, "Tanin" gazetesiyle neşr olununan mahlulat listesinde manzurumuz olduğu üzre emval beytülmall heman umumiyyetle hiçde istihkakı olmayan bir alay cebabirei milletin yed ğasbında olduğı görüldü. Şu kadar ki bu (kelime okunulamadı) ahval devr sabıkın eseri olmağla fimabaad hukuk beytülmall muhafaza idileceği müstağnii arz ve beyandır.
---
Siyaset şer'iyyede nas ikiye taksim olunur. Biri akıbet umuru, menafi ammeyi düşünmeyerek enva zulm ve i'tida ile erbab hamiyyeti ifna ve bu suretle mertebei aliyyeye irtika itmek emelinde bulunan menfaatperestlerdir ki, bunlarda hamiyyet vataniyye, muhabbet kavmiyye, mehasin ahlak milliyye mefkud bulunduğundan hey'et ictimaiyye içinde bir mevki muhterem tutamazlar.
Diğeri ise dinini, milletini sever, iffet ve istikamet, sıdk ve hamiyyet ile mütehalli vatanperver zevatdır ki siyaset milliyye bu gibi zevat hamiyyetsimanın sayei adilanesinde hüsn suretle tedvir olunur.
İşte buraya kadar serd ve temhid eylediğimiz mukaddimeden sonra asl maksada şüru ideriz.
Ma'baadi var. İbn Hazım Ferid
(Me'haz: "wikilala.com" mahallinde Beyanülhakk gazetesinin yedinci sayısından)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder