Sure-i Şura

  Usul-i meşveret şer'an me'murün bih olduğu gibi İslamiyyet'in hayr'ül kurun olmak şerefiyle mümtaz olan feyzli devirlerinde mesail-i mu'dilenin halli içün daima tevessül olunur bir habl-i metin-i i'tisam idi.

  Şeriat-ı Garra bu kaide-i celileyi öyle bir mertebe-i kemale is'ad itmişdir ki lafz-ı güzin-i İslamiyyet bitarik'ül iltizam usul-i meşverete delalet eylediği gibi hilafet-i İslamiyye şekl-i meşrutiyyetin en parlak misalini irae eylemekdedir.

  Şer'an ve tarihen sabit olan şu hakaik bu gün usul-i meşveretin meşru'iyyetini isbat hususunda delil ve bürhan ikamesine lüzum bırakmamışdır. Celi ve vazıh olan bu hakikatleri kimse inkar idemez ki müddeisine isbat külfeti teveccüh itmiş olsun.

  Ulemamızın isbat-ı meşruiyyet yolundaki beyanatı (zikr) emr-i celiline imtisalen mücerred tezkirden ibaretdir. İşte bu ğaraza binaen efazıl-ı ümmet canibinden gazetelere birçok makaleler ithaf olunduğı gibi ayruca risaleler neşr ve mev'ızeler irad idildi.

  Bütün alem İslam'ın medar-ı iftiharı olan üstad-ı muhterem fazıl-ı şehir Manastırlı İsmail Hakkı Efendi hazretleri id-i ekber-i ümmetin usbu'-ı devrisi olan Cum'a günü Ayasofya cami'-i şerifinde; umum beşeriyyete min kıbel'ür Rahman ihsan buyurulmuş olan hukuk-i esasiyye ve aslıyyeyi - ki muhafazası içün her dürlü fedakarlığı icra ideceğimizi bugün teahhüd idiyoruz - Şeriat-ı İslamiyye'nin ne suretle te'yid ve takviyye buyurmuş olduğunı kendilerine has olan bir talakat-ı beyan ile izah buyurdular.

  Tesadüfat-ı haseneden olmak üzere Çarşambalı Hoca Efendi hazretleri dem-i vapesin-i istibdaddan bir kaç gün mukaddem tilavet ü tedrisine şüru' eyledikleri Sure-i Celile-i Şura'nın "وامرت لاعدل بینكم" ayet-i kerimesinin meani-i şamilesini tavzih ü tebyin sırasında vücub-ı meşverete dair bir çok hakaik-i aliyye serd ü beyan itmek suretiyle bihavlihi ve keremihi Teala, ümmet-i muazzamanın muvaffak olacağı şu emr-i hayr içün bir beraat-i istihlal vücuda getirdiler. Cenab-ı Hakk cümlenin mesaisini meşkur buyursun.

  Din ü vatana elden geldiği kadar hüsn-i hidmet ümniyye-i mahsusasıyla sabah'ül hayr-ı hürriyyetde te'sisini istediğimiz (Sırat-ı Müstakim)'in esas-ı mündericatını ilm-i tefsir ve hadis teşkil ideceği cihetle muhterem huteba ve muharrirlerimizin bera-yı tezkir irad eyledikleri ayat-ı kerime ve ehadis-i şerife hakkında mütenevvi' nukat nazardan icra ideceğimiz tedkikat ve tetebbuatı bimennih'il Kerim ilerüde müteaddid makalelerle neşr ideceğiz.

  Bugün yalnız bahşayiş-i İlahi olan şu hukuk-ı asliyye-i beşeriyyenin ta'ziz ü tebcili ve aynı zamanda ehemmiyyet-i meşveret hakkında ümmeti ikaz maksad-ı ulviyyesiyle Risaletpenah sallallahu Teala aleyhi ve sellem Efendimiz hazretlerinin mütehallık buyurdukları şiyem-i azime-i Hüdapesendane mukteziyat-ı celilesinden olarak ibraz buyurdukları nezaket-i nebeviyyenin bir eseri bediini, Kur'an-ı Azim'üşşan gibi ahkam-ı kudsiyyesi ebedi bir kitab-ı celil-i ilahi'nin muhtevi olduğı suver-i şerifeden birinin (Şura) nam-ı şerifiyle tevsimine masruf olan inayet-i seniyye-i Peygamberilerini mevzu'-ı bahs itmek isterim.

***

  Cümlemiz biliyoruz ki suver-i şerife-i Kur'aniyye'nin esma-yı mübarekesi tevkifiyyedir. Ya'ni Risaletpenah Efendimiz'in izn-i hümayunlarına iktiran itmeyen isimler suver-i şerife'ye ıtlakı tecviz olunamadığından esma-yı mübarekenin ehadis-i nebeviyye ile sübutı lazımdır. Bir surenin naklen sabit olan ismi teaddüd iderse cümlesi mu'teber add olunur. İsm-i mübareği teaddüd iden suver-i şerife ulum-ı Kur'aniyye'den bahis olan eserlerde beyan u ta'dad olunmuşdur. Sername-i makale ittihaz olunan sure-i celilenin ise yalnız bir ismi vardır ki o da (Şura) nam-ı güzinidir.

  Mabaadi var.

  Mardinizade Ebul'ula   




  Me'haz: "wikilala.com - Sırat-ı Müstakim, Aded 1"

Rağbet Görmüş Makaleler

Makam-ı Hilafet ve Ankara Meclisi

"Dini Müceddidler" Kitab Nafi'sinden Bir Parça

Ehven'üş Şer Düsturu